28 Aralık 2009 Pazartesi

Kızımın 9. ay doktor randevusu...
















Nerdeyse 1 aydır yazamıyorum...

O kadar çok yazacak şey varki aslında nereden başlasam bilemiyorum...

Malum zaman dar iş-ev-Alara üçgeni tüm hayatımı ele geçirmiş durumda, bu nedenle geçen 1 ayı kısaca özetlemek istiyorum...



Öncelikle diyet günleri son hızıyla devam ediyor. Gerçi son hız dediğime bakmayın biraz hız kesti kilo kaybım ama yine de idare ediyorum. Bu ilk ayımdı (gerçi henüz ay tamamlanmadı ama ) ve ben 5 kilo verdim bile. İşe başlarken aldığım pantolonlar artık belimden düşüyor. Hatta bu akşam denediğim birkaç parça kıyafet üzerime olunca ne kadar fark ettiğini bir kez daha anladım...

Önümüzdeki ay yine azimle diyete devam edeceğim. Umarım bu defa da 5 kilo kaybedebilirim.



Dediğim gibi aslında bu ay birçok ilki yaşadık. Bunlardan beni yerle bir edeni kızımın ilk hastalığı oldu....

17 Aralık günü öğleden sonra Şerife ablayı arayınca kızımın hafif ateşli olduğunu öğrendim. Açıkçası fazla önemsemedim. Zaten Şerife abla da çok endişeli değildi. Diş çıkartma sendromu olduğunu düşündük ikimizde. İçten içe de sevindim ne yalan söyleyeyim. Aylar önce bir hevesle aldığım kurabiye malzemelerim bozulmadan şu diş kurabiyelerini biran önce yapmak istiyordum çünkü ... Ama öyle değilmiş malesef.

Ta ki 18 Aralık Cuma gecesi uyanıp kızımın ateşler içinde olduğunu görene kadar. Panikle Devrimi uyandırdım ateş 39' a yükselmişti. Bir ara 40,3 bile ölçtük. İkimizde çok korkmuştuk fakat yine de soğuk kanlı hareket etmiş ve fitil banyo derken ateşi düşürmeyi başarmıştık...

Gece boyunca ateş ile mücadele eden kızım yorgun düşüp sabaha kadar deliksiz bir uyku çekti ama ne yazıkki uyandığında yine cayır cayır yanıyordu...

Fitil, banyo ikilisi ile müdehale ettik yine...

Neyseki zaten 19 Aralık Cumartesi günü için 9. ay doktor randevumuz vardı. Aylardır ilk defa evden bir türlü çıkamayıp randevuya asla yetişemeyeceğimizi anlayınca arayıp randevumuzu öğleden sonraya aldırdık. Neredeyse o randevuya bile geç kalacaktık ya neyseki kılı kılına yetişmeyi başardık. İlk defa doktor randevusuna endişeli olarak gidiyordum. Neden, bu ateş neden kızımın yakasını bırakmıyordu...

Kan testlerimiz temiz çıkınca ateşe daha hızlı müdehale tmemize yarayacak bir ilaç ile geri döndük. Haftasonu ateşin devam etmesi durumunda tekrar hastaneye dönmek kaydı ile. Fakat ne yazıkki ateş kesintisiz devam etti. Ateş düşürücü verdiğimiz sürece düşük tutabildiğimiz ateş yine 40 sınırlarını zorladı. Uykusuz, keyifsiz, tatsız, tuzsuz kötününde ötesinde bir haftasonu oldu benim için. Her zaman gülücükler atan neşeli bıdığımın oyuncaklarını eline alacak kadar bile takati kalmamıştı. Yemiyor, içmiyor, gülmüyor ve kucağımdan başka bir yerde durmuyordu.

Pazartesi sabahı ateşi yoktu. Kabusun bittiğini düşünerek işe gittim fakat malesef kabusun bitmediğini Şerife ablanın telefonu ile öğrendim. Ateş yine yükseliyordu...

Alel acele işten dönüp kızımı hastaneye götürdüm. Domuz gribi testi yapıldı. İdrar ve kaka tahlili için ise gerekli numuneleme techizatını alıp eve geri döndük. Gün ortasında Grip sonucumuzun (-) olduğunu öğrenip rahatladık fakat numune almayı bir türlü başaramadık. Ateş fena gitmiyor derken son olarak tekrar yükselince doktorumuzun tavsiyesi ile antibiyotiğe başladık. İlk hastalık ve işte ilk antibiyotik...

İlaç sektöründe çalışan biri olarak antibiyotik başta olmak üzere ilaç kullanımına hep temkinli yaklaşmışımdır. Mümkün mertebe ilaç kullanmayan biri olarak 9 aylık miniğime geniş spektrumlu bir antibiyotik veriyor olmanın verdiği hafif tedirginlik ile başladık ilaca. Beklediğim üzere özellikle ateş nedeni ile zayıf düşen bünyesi ilacın birçok yan etkisinin de ortaya çıkmasına neden oldu. Huzursuzluk, ishal, kırmızı lekeler....

Neyse ki bunun yanında ateş kontrol altına alındı, iştah ve neşe yerine geldi....
İlk günden itibaren olumlu sonuçlar kendini gösterdi fakat tabi yine de tedavi sürecini 7 güne tamamlamak için azmettik...

Şimdi iyiyiz, çok şükür ki çoooooook iyiyiz...

Son zamanların moda lafı " Doktor ve tahlil paraları 200 TL, ateş düşürücü şuruplar ve antibiyotik 30 TL, kızımın iyileştiğini görmek paha biçilemez"

Tabi sadece üzücü olaylar olmadı, güzel ilklerimizde var...

Mesela kızım artık tutunarak kendi kendine ayağa kalkabiliyor. Geçen hafta sanki tam olarak iyileştiğini ve formunu kazandığını bize ıspatlamak istercesine kendini aştı ve neredeyse 1 günde tutunarak ayağa kalkmaya başladı. Başka marifetlerimiz de var. Giderek yaramazlaşan kızım yine geçen haftadan beri çekmece açıp içinden kendine oynayabilecek hazineler bulma çabasına girdi...

Ben büyüyorum ve giderek yaramazlaşıyorum haberiniz ola diyor yani :)
Tamam kızım tamam aldık biz mesajı...
Sen yeterki iyi ol ev senin, karıştır karıştırabildiğin kadar....

Diğer önemli gelişme ise kızım için 3. ayda Erberk ajansa başvuru yapmıştım fakat 9. ayını doldurmasını beklememiz gerektiği cevabını almıştık. Yine geçen hafta başvurumu tekrarladım ve bu defa olumlu yanıt aldık. Yani kızım Erberk ajans cast kadrosuna kabul edildi. 23 Ocak Cumartesi günü fotograf çekimimiz var. Birde sözleşme imzalayacağız. Bakalım belki de bir reklam filmi yada dizi de oynarız.

Benim çocukluğuma dair o kadar az anım var ki...
Kızımın benim gibi sadece birkaç fotograftan oluşan bulanık bebeklik-çocukluk anıları olsun istemediğimden onu bu işe sokmak istedim. Çok değil sadece 1 tane bile iş teklifi gelirse ileride gülümseyerek hatırlayacağı güzel bir anısı olması için kabul etmek istiyorum...

Bakalım ilerleyen günler bize neler gösterecek...

Bunlar da ilginizi çekebilir:

Related Posts with Thumbnails

Bizim aile...