23 Ağustos 2009 Pazar

İlk mama deneyimi...

Tarih: 23 Ağustos 2009 Pazar

Büyük bir seramoni...

Kızım için ilk mama hazırlayışım...

Evde olmama rağmen mamaya vereceği tepkiyi ölçmek adına ilk denemeyi yapmak istiyoruz...

Kutudaki tarifi birkaç kez okuyorum...

Nede olsa acemilik var yanlış olmasın :)))

Koca bir tabak mamayı kızıma yedirmeye başlıyorum...

Başta Kızım mamayı nasıl yutacağını kestiremiyor. Nede olsa onun için önemli bir deneyim. Tam kızım mamayı sevmeyecek mi diye panik olacakken kızım daha iştahla yemeye başlıyor. Çok seviniyorum...

Afiyet, şeker, bal olsun kızıma...
Yarasın...
Büyüsün kocaman olsun güzel kızım...

Kızımın 5. ay doktor randevusu...

Kızım gözümün önünde kocaman bir kız oldu...
Onun büyümesini izlemek ne güzel...
Bir zamanlar onu ultrasonda görebilmek için can atar, doktor ziyaretlerini iple çekerdim şimdi de kızımın 1 ayda ne kadar büyüdüğünü görmek için muayene gününün gelmesini iple çekiyorum...

Ve bu Cumartesi büyük gün geldi...
Kızım 5. ayını doldurup 6. ayına girdi...

Ve yine doktor ve aşı zamanımız geldi...

Tarih: 22 Ağustos Cumartesi saat: 09:00
Yine Medipol Hastanesi, ve biz yine Erkan Beyin odasında hazır ve nazırız...

Bu sefer azcık atraksiyon yaşıyoruz. Ben telefonumun saatini kurmayı unutunca, kızım dahil maaile uyuyakalıyoruz. Saat 08:00 de kendi kendime uyanıyorum. Telaş içinde kızımı uyandırıp emziriyor ve hemen kızımı hazırlıyorum. Bir taraftan da atta çantamıza birkaç parça giysi, bez, ıslak mendil, su, oyuncak vs. atıyorum. Malum Cevat kelle modundayız ya artık...

Aşı karnemizi almak aklıma geliyor Allahtan...

Biraz geç olsa da yollara düşüyoruz...

Allahtan kocacım bizi tam zamanında saat 09:00 da hastaneye yetiştiriyor...

Erkan Bey kızımı görür görmez çok şaşırıyor. Kızım büyümüş ve bronzlaşmış. "Kocaman bir kız olmuş bu yaaa diyor" benim koltuklar kabarıyor tabi malum sadece anne sütüyle büyütüyorum bu kadar :)))

Muayenemiz sorunsuz geçiyor...

Gelişim mükemmel...
Kilo:7960 gr Boy:66 cm

Kızım uslu uslu durunca aferini alıyor doktor amcasından...

Doktor amcası özlemiş azcık seviyor kızımı, kızım sevilmeyi çok sever öyle sakin sakin durup doktora kendini sevdiriyor resmen...

Muayene sonrası aşı yapılıyor. Boşu boşuna stres yaşamışım meğer yapılmadığını sandığım polio zaten karma aşının içindeymiş. Oh içim rahatlıyor...

Kızım aşı sırasında da diğer çocuklardan az ağlayınca bir aferin daha alıyor doktor amcasından...
Bizde kızımızla övünüyoruz Dewrimle birlikte. İki deliden bir akıllı çıkartmış olmanın haklı gururundan olsa gerek...

Derken mevzu ek gıdalara geliyor. Malum tam zamanlı annelik günlerimin son haftasına girmek üzereyim. Pompam ve ben kızım için çalışmaya hazır olmamıza rağmen artık yavaş yavaş ek gıdalara başlaması yönünde Erkan Bey ile anlaşıyoruz.

Günlerdir kızım için ideal yeme ve uyuma saatleri üzerinde kafa patlatıyorken doktorumuzun verdiği örnek program derdime derman oluveriyor birden...

Zaten hala etkin olarak anne sütü almaya devam edeceğinden bu ay sadece meyve suyu ve püreleri, yoğurt ve muhallebi yiyecek. Çorba ve daha karışık yiyecekler önümüzdeki aydan itibaren...

Doktor dönüşü Dewrim işe gidiyor. Bizde kızımla evde dinlenip akşam gezmesi için dinleniyoruz. Dewrim işten gelir gelmez kendimizi dışarı atıyoruz. Önce yemek, sonra alışveriş...

Kızıma birkaç kutu mama alıyoruz...
Amaaaan ne çok çeşit var...
4. aydan itibaren yenen en basit ve karışık tahıl içermeyeninden alıyoruz...
En kısa sürede ilk mama deneyimimizi de paylaşacağım...

19 Ağustos 2009 Çarşamba

İlk meyve deneyimi...


Bugün ilk defa kızım için su ile karıştırılmış meyve püreleri hazırladım...

Sabah elma, akşamüstü muz püresi...

Nasıl iştahla yediğini görseniz...

Canım kızım afiyet bal olsun...

Yeni bir dönem başlıyor...

Tarih: 16 Ağustos 2009 Pazar

Devrimle birlikte oturmuş öğle yemeğimizi yemeye çalışıyoruz.
Kızım çığlık çığlığa...
O da yiyecekmiş...
Elimizdeki çatallara saldırıyor resmen
Babası kızımı zor tutuyor tabağına saldırmasın diye...

Ağzımıza götürdüğümüz her lokmada öğle bir bakış atıyorki sanırsınki aylardır aç kalmış...
İnanılmaz bir acitasyon...

Dayanamıyoruz ve kızımda bizimle yoğurt yiyor...

İlk kez süt dışında bir yiyeceği (tatilde ağzına değirdiğimiz bazı meyveler hariç) yiyor.
Hem nasıl yemek...
Babası kaşığı çektiğinde bağırıyor...
Hızlı hızlı yiyecekmiş :)))

Uzun süredir bize katı gıdalara geçiş için hazır olduğunun sinyallerini vermeye çalışan kızım yoğurt yiyişiyle son ve önemli sinyalini de vermiş oldu.
Demekki neymiş...
Artık kızım ek gıdalar almak için hazırmış...
Demekki neymiş...
Yeni bir dönem başlıyormuş...

17 Ağustos 2009 Pazartesi

Kadriye teyze ile tanışma...

Kuşadasından döner dönmez sahibinden.com a ilan vermiştim ve telefonum susmaz olmuştu. Tam kararımı verdim derken Kadriye teyzenin kızı Sevinç aradı. Bir gün sonra 8 Ağustos 2009 da görüşmeyi kabul ettim. Son derece heyecanlıydım. Karşıma nasıl biri çıkacak çok merak ediyordum açıkçası...
Kızımı kimlere emanet edecektim...
Neyseki Kadriye teyzeyi görür görmez beğendim. Kanım kaynadı hatta.
Kızımı önce Allaha sonra da Kadriye teyzesine emanet edeceğim...
Umarım kızım için en doğru kişiyi seçmişimdir...

Kevserin anısına...


3 Ağustos 2009


Dün vermiş olduğum iş ilanı nedeni ile telefonum sabahtan itibaren hiç susmadı...

Fakat telefonum bir kere daha çaldı ki keşke çalmasaydı...

Çalamasaydı...

Çalmaz olaydı...


Arayan üniversiteden arkadaşım Tunç idi. Uzun süredir görüşmediğimiz için araması beni şaşırtmıştı. Sesi kötü geliyordu. Sana kötü bir haber vereceğim dediğinde zaman benim için durmuştu...


Üniversite yıllarından sevdiğimiz bir arkadaşımız olan Burhanın sevgili eşi Kevser Tülgün düğün dönüşü yaptıkları bir kaza sonucu hayatını kaybetmişti...


Dünyalar başıma yıkıldı...

İlk defa ölüm haberi almıyordum ama ilk defa tanıdığım bu kadar genç birini kaybediyordum...


Aklımdan film şeridi gibi yaşadığımız güzel üniversite yılları geçiyordu...

Ardından da Kevserin dünya tatlısı 2 çocuğu...


Birkaç arkadaşımı arayıp haber verdim...

O kadar çaresiz hissettim ki kendimi...

Arkadaşımın cenazesine katılmam mümkün olmayacaktı...

Haftaiçi olması nedeni ile Devrim izin alamazdı. Bende kızımla yanlız nasıl gidecektim.


Kazada Mehmet ve eşi de varmış. Onların sağ olmaları bir nebze olsun içimi serinletiyordu...

Ama ne olursa olsun içimdeki yangın sönmüyordu...


Düşündükçe delirecek gibi oluyordum...

Ben bu kadar sıkılıyorsam Burhan acaba neler hissediyordu...

10 yıllık hayat arkadaşını, aşkını, sevdiceğini, çocuklarının annesini kaybetmişti...

Başın sağolsun sevgili arkadaşım...

Mekanın cennet olsun sevgili arkadaşım...

7 Ağustos 2009 Cuma

Kızımın 4.ay aşıları...

Her ay sabırsızlıkla beklediğim kontrollerimize bu ay ara vermek zorunda kalıyoruz çünkü tatildeyiz...
Ama aşılara ara vermek yok tabi...
Annem, babam ben ve kızım sabah 10 gibi yollara düşüp Güzelçamlı Sağlıkocağına gidiyoruz. Sıra var. Annem ve babam pazara gitmek üzere beni yanlız bırakıyorlar. Biraz bekleyip içeri giriyorum. Doktor ve hemşire hanımlara aşı kartımızı anlatmam epey zor oluyor ama başarıyorum. Polio aşısının 6. aydan başladığını savunarak aşı yapmıyorlar. Rotavürüs aşısını zaten devlet karşılamıyor.
Sadece karma aşı yapılıyor...
Şaşırtıcı bir biçimde kızım hiç ağlamıyor. Ne iğne batarken nede ilaç verilirken...
Malum sağlıkocaklarında tartılar şalışmadığı için aşıdan sonra hemen çıkıyoruz.
Hava dehşet şekilde sıcak...
Beklemekten bende kızımda çok sıkılıyoruz...
Neyi mi bekliyoruz? annem ve babamın pazardan gelip bizi almalarını...
Sonunda kızım pes ediyor ve sağlıkocağını birbirine katacak desibelde ağlıyor...
Bende pes ediyorum tabi doğal olarak...
Neyseki kucağımda sızıyor bir süre sonra...
Hala bekliyoruz...
Neyseki sonunda geliyorlar...
Sağlıkocağının karşısında eczane var ama Rotavürüs aşısını bulamıyoruz. Eve dönüp biraz dinlendikten sonra bu sefer Devutlar sağlıkocağına doğru yollara düşüyoruz. Aşımızı alıp yaptırıyoruz. Nihayet tartısı çalışan bir sağlıkocağına rastladığım için seviniyorum.
Kilo 7500 boy 65 kızım ne çok büyümüş yaaa...

3 Ağustos 2009 Pazartesi

Alara tatilde...


Su çiçeği sorunsalı yeterince moralimizi bozmuş olacak ki eeeehhhh başlarım suyuna da çiçeğine de diyerek 3 Temmuz Cuma günü saat 14:30 civarında Kuşadasına doğru düştük yollara...



Yolculuğumuz beklediğimizin aksine gayet güzel ve sakin geçti. Tek sorun kızımın toplam 9 saat süren yolculuğumuz sırasında 20 şer dakikalık iki minik uykudan başka uyumaması oldu. Gerçi uyumamasına rağmen hiç zorluk çıkartmadı güzel kızım uslu uslu yanımızdan geçen arabaları izledi...



Yolculuk 23:00 gibi mutlu sonla bitti. Maaile karşılandık. Annem, babam, ablam, eniştem karşılama için hazırdı. Kızım uykulu gözlerle çevresine bakıp durdu. Görseniz tam ısırmalıktı :)

Suçiçeği geçiren kuzenler uykuda idi tabi saat geç olduğundan... Tatil boyunca en büyük görevim Lara ve Doğa kuzenlerinin kızıma dokunmalarına engel olmak ve onları asla aynı ortamda bulundurmamak oldu haliyle...



Ertesi gün ilk kez denize girdi kızım. Huggies Little Swimmers ile birlikte mayosunu da giyince pek bir tatlı oldu şekerim benim.



Tüm tatil boyunca evde, plajda hatta gittiğimiz her yerde kızım ortamın gözdesi olmayı başardı her zamanki gibi...


Babamız sadece 1 hafta kalabildi. O gittikten birkaç gün sonra Doğada suçiçeği çıkartmaya başlayınca ablamlarda döndüler. Kızımla başbaşa 3 hafta daha tatil yaptık.

Herşey çok güzeldi.
Plajda günaş banyoları, sahilde yürüyüşler...

Sonunda dönüş günü geldi...
Tam 4. haftayı doldurduğumuz gün 31.07.2009 saat 18:15 uçağı ile İstanbula yani kürkçü dükkanımıza geri döndük...


Fotograflarımıza bakıp bakıp bir sonraki tatilin hayalini kurmaya başladım...


İlk tatil süperdi...


Ama ikinci tatilimizde kızım inşallah yürüyor ve konuşuyor olacağından umarım daha güzel bir tatil olacak...


Sabırsızlıkla bekliyorum...

Bunlar da ilginizi çekebilir:

Related Posts with Thumbnails

Bizim aile...