23 Eylül 2012 Pazar

Kutu kutu pense...

Merhabalar,

Şerife ablamızın annesi rahatsızlandığından bu hafta kızım süper babaannesinde kalacak...
Evimiz bom boş ve sessiz...

Her ne kadar işten eve geldiğimde kendime ayıracak vaktim olacağı için mutlu olsam da onun yokluğu içimi burkmuyor değil :(

Ben de fotograflarına bakarak avunuyorum aklıma düştükçe...

Geçen haftamızın kutu boyama aktivitesini de hala kaleme almamış olduğumu hatırladım fotograflara bakınca.
İşte geçen hafta bolca kahkaha eşliğinde boyadığımız kutumuz :))))

(Fikir işyerinden arkadaşım sevgili Duygu' dan tabiki. Kendisi 3 boyutlu dekopaj çalışmaları yapan el becerisi ve hayal dünyası sinir bozucu düzeyde yüksek bir şahsiyet :))) Mükemmel çalışmaları var ve bu çalışmalarını http://duygununruyasi.blogspot.com adresinde yayınlıyor. Hatta benim için hazırladığı kutuyu http://duygununruyasi.blogspot.com/2012/09/sade.html adresindeki yazı ile paylaşmıştı. Bize ilham oldu derken onun tırnağı kadar güzellikte bir çalışma çıkarttıysak ne mutlu bize :)))

Kutudan ziyade geçirdiğimiz zaman mükemmeldi :)))







El Emeği Göz Nuru

Merhabalar,

Son zamanlarda sevgili arkadaşım Duygu' nun sayesinde kızımla beraber ona bir toka kutusu alarak boyadık ve çok keyif aldık. (Boyama maceralarımızı bir sonraki yazımda sizlerle paylaşacağım) Yine Duygu' nun yönlendirmesi ile Bilgenin Gemisi isimli blogla tanıştım...

Tasarım, dekopaj, ahşap boyama, dikiş, nakış bu tür becerileri olan insanlara hep gıpta ile bakmışımdır. Aslında el becerime güvenirim ama şimdiye kadar hep çok yoğun çalıştığımdan bu tür aktivitelere çok zamanım olmadı. İleride hayat beni nerelere sürükler bilemem ama şimdilik bu tür hamarat bayanların bloglarını takip ederek hayatıma devam edeceğim :)))

Sizde takip ederseniz farklı nesnelerden neler yapılabileceğini, hayal gücünün sınır tanımadığını göreceksiniz...

http://bilgeningemisi.blogspot.com/

18 Eylül 2012 Salı

Miniminnacık :)

Merhaba,

Gün geçmiyor ki Alara yepyeni kelimeler öğrenmesin...

Bu günün bombası da miniminnacık :)))

İş dönüşü birkaç yere uğrayınca eve geliş saatim 20:00 civarıydı. Gelir gelmez Alara' nın ablukası altına alındım her zamanki gibi...

Bıcır bıcır birşeyler anatıyordu bana her zamanki gibi...

Önceki yazılarımdan da hayırlayacağınız üzere kızımın bir hayvan takıntısı var. Her türlü mahlukat için tahmini imkansız bir sevgi besliyor...

Bu gecenin konusu ise miniminnacık örümceklerdi...

O anlattıkça kızımın ne kadar büyüdüğünün farkına vardım...

O benim miniminnacık kızım değil, kocaman kızım artık :)))





16 Eylül 2012 Pazar

Sanatsal aktivitelere devam

Merhaba,

Vakti zamanında tiyatroya duyduğum ilgi, 3 yıl süren tiyatro tecrübem ve akabinde gerçek bir mesleğim olması gerektiğini düşünen babamın tiyatro ile olan bağımı sonsuza kadar koparması...

Ona kızamıyorum, benim iyi para kazanan, ayaklarının üzerinde duran biri olmamı istedi sadece ama bu yaşadıklarım Alaranın sanata olan ilgi kıvılcımlarını hisettiğim anda ona o konuda imkan sağlamama neden oluyor...

İlgi duyduğu konularda onu cesaretlendirmek istiyorum hep...

Önce duvar boyamaları ile (ilgili yazı için buraya tıklayınız) ardından boya kitapları ile devam eden sanatsal aktivitelerimize yenilerini ekledik dün akşam...

Ona simli tükenmez kalemlerden almıştım, bir de cicili bicili bir kapağı olan basit bir kareli defter...

Saatlerce hayal dünyasından resimler yaptı bize ve ilk defa o resimleri dolabın üzerine asmamızı rica etti, biz de onu kırmadık ve dolabımızı resimleri ile donattık.

Onun mutluluğu, gözlerinin içindeki pırıltı, herşeye değer...

Ayı su sebili

Merhaba,

Bir biyolog olarak su sebilleri beni hep korkutmuştur. İyice temizlenip düzenli olarak dezenfekte edilmeyen sebillerin kolayca mikrop yuvası olacağını biliyorum. O nedenle eşimin ara ara talep etmesine rağmen eve bir sebil alınmasına hep karşı çıktım.

Bir nedeni de Alaranın hem soğuk su hem de elini yakabilecek sıcaklıkta bir suya kolayca erişebilir olmasının beni korkutmasydı.

Ama geçen gün bir markette gördüğümüz ayı şeklindeki küçük su sebilini almam yönündeki yakarışlarına karşı koyamadığım için artık bizim de bir su sebilimiz oldu...

Mutfağımız dar olduğu için sebili koyacak müsait bir yerimiz yok aslında. O nedenle sebilin yerini ara ara değiştiriyorum ama nafile annecim  benim en iyi arkadaşım deyip sebilini mutfağın baş köşesine yerleştiriyor hep :)))

14 Eylül 2012 Cuma

Haftasonu At Çiftliğindeydik

Merhabalar,

Geçtiğimiz Pazar sabahı hem kahvaltı hem de ormanda at gezintisi içeren bir organizasyona katıldık...

Tahmin edebileceğiniz üzere Alara kahvaltıdan çok etrafta dolanıp duran atlarla ilgiliydi...

Zar zor yenen bir kahvaltının akabinde hepimiz kasklarımızı takmış Alara bir pony' ye biz se eşimle boyumuzdan büyük kocaman atların tepesine tabiri caizze resmen tırmanmıştık :)))

Yine tahmin edeceğiniz üzere o kocaman attan korkmak şöyle dursun, Alara nın mutluluğu ve şen kahkahaları ortalığı çınlattı...

Açıkçası bir seyis tarafından tutulmasına rağmen atın yaptığı acayip sinek kovalama hareketleri yarım saat süren gezimizin yarısının yüreğim ağzımda geçmesine neden oldu...

Alara ise tüm gezi boyunca hem atı ile hem de seyis amcası ile sohbet etti, inanılmaz eğlendi...

Yaza veda edip sonbaharın ilk günlerini yaşadığımız şu günlerde, şansımıza yazdan kalma güzel bir hava ile son derece keyifli bir Pazar günü geçirmiş olduk...

Annecim biraz konuşalım mı?

Merhabalar,

Son zamanların favori sorularından biri de "Annecim biraz konuşalım mı?"

Uyku öncesi yatakta birlikte zaman geçirmeyi çok seviyoruz. Tabi tahmin edilebileceği üzere Alara uyumasın diye bin dereden su getiriyor...

Annecim masal anlatır mısın?
Tamam kızım ne masalı anlatayım, prensesli olanı mı?
Hayır annecim kedili olanı
????!!!! Kızım kedili masal ne?
Annecim hani vardı ya kedili masal
Annecim ben o masalı bilmiyorum
Hııım o zaman aslanlı olanı anlat
????!!!!

Aslında onun derdi masal falan değil sadece hayvanlardan bahsedelim istiyor...

Bir insan hayvanları bu kadar mı sever...
"Annecim biraz konuşalım mı?" sorusunun akabinde konu her zaman hayvanlara geliyor...

Annecim aslanlar ne der?
Peki maymunlar ne der?
Peki koyunlar ne der?

Eeee ne var canım iki taklit yapıver diyorsunuz ama bu soruların hem sonu gelmiyor hem de bir biyolog olarak bile çaresiz kaldığım noktalara gelmek uzun sürmüyor...

Nasıl mı?
Sorular tıpkı sınavlarda olduğu gibi ilk 3-5 kolay sorudan sonra zorlaşıyor

Peki annecim örümcekler ne der?
Bilmiyorum
Peki iguanalar ne der?
Bilmem ki
Peki o zaman zürafalar ne der?

Eh be kızım, sen bana bu kadar eziyet ediyosun ya, büyüyünce hayvanlardan kork ben sana bu günlerini hatırlatmaz mıyım :)))))

Annecim beni neden hapsettiniz?

Merhabalar,

Birikmiş anılardan devam ediyorum...

Son zamanlarda Alaradan duyduğum ve beni çok etkileyen sorulardan biri oldu "Annecim beni neden hapsettiniz?" sorusu...

Evimizin amerikan mutfak yani oturma odası ile mutfağı birleşik olduğundan Alara yürümeye başladığında mutfakla oturma odası arasına bir kapı takmak zorunda kalmıştık. İlk zamanlar kolay olsa da büyüdükçe sistemi çözüp kapıyı açmaya başlamıştı tabi ama 1,5 yıl kadar farklı tip kapılar kullandık.

İşte son kapımızın önünde çekilmiş bu sevimli pozu ilk gördüğünde Alara o kadar üzüldü ki fotografı her gördüğünde "Annecim beni neden hapsettiniz?" diye sorup duruyor...

Bir miktar anlatmaya çalıştık ama henüz bize olan kızgınlığı geçmedi. Ama haklı çocuk ya, valla da hapsetmişiz :)))

13 Eylül 2012 Perşembe

Baleye devam

Merhaba,

Temmuz ortasında acaba olur mu diyerek başladığımız bale hayatımızın en önemli aktivitelerinden biri olup çıktı :)))

İlk hafta hareketleri yapamadığını söyleyerek mızırdanan gştmek istemeyen çocuk gitti yerine her sabah annecim bugün baleye gşdecek miyiz diye soran biri geldi...

Kursta ebeveynleri içeri almadıkları için içeride ne yaptığına dair bir fikrim yok ama her defasında annecim çok eğlendim diye hoplaya zıplaya gelmesine bakılırsa artık hareketleri yapabiliyor olsa gerek :)

Ara ara bize ufak çaplı gösteriler yapıp hatta bazen ayağımı başıma değdiremeyişime çok şaşırsa ve beni onun yaptıklarını yapmak zorunda bırakıp maymuna çevirse de yine de baleden sonra hareketlerine gelen estetik nedeni ile herşeye razıyım. Olur mu öyle şey daha 2. ayda kendini gösteri mi bu estetik demeyin, şu duruşa şu pozlara bakın da öyle karar verin.



 
 




Bayramda süper babaannedeydik

Merhaba,

Mevcut koşuşturmaya evdeki bilgisayarın Alaranın hışmından nasibini alan ve isyan bayrağını çekerek artık çalışmayan tuşlar eklenince yazılması gereken yazılar listem uzadıkça uzadı...

İpin ucunu daha fazla kaçırmadan bir yerlerden başlamalıydım kısmet bugüneymiş...

İlk yazım bayram tabiki...

Ramazanın ardından iple çektiğimiz bayram gelmişti. Gelmişti gelmesine de bana çok ta hayırlı olduğunu söyleyemeyeceğim :(

Bayram sonrası 3 gün için Şerife ablaya izin verdiğimizden ve kendimiz izin alamadığımızdan bayram sonrası Alara babaannesinde kalacaktı. O nedenle kocamaz bir valiz hazırlayıp Cuma akşamı iş çıkışında köyün yolunu tutmuştuk, kayınpederimin vefatından sonraki ilk bayram olması nedeni ile hepimiz için ayrı bir manası vardı...

Bu arada tam olarak hatırlamıyorum ama sanırım 6-7 aydır Alara babaanne demiyor sürekli süperbabaanne diyor :)))

Cumartesi günü arifeydi, oruçluydum fakat o kocamaz valizde kışlık doğru düzgün birşey olmadığından mecburen alışverişe çıkıp, sıcak, kalabalık,bunalma, klima dörtlüsü de bir araya gelince hasta olmak kaçınılmaz oldu...

Özel bir bayramdı ama bayramdan aklımda kalan tüm vücudu ağrıyan ve eline yapışmış mendille burnu palyaçolar gibi kıpkırmızı olan bir ben...

Benim için öyleydi tabi ama Alara için süperdi tabi, cici tüllü elbiseler, bol bol şeker ve çikolata, etrafında pervane olan eş dost ve akraba...

Bir de her istediğini yapan emrine amade bir süper babaanne :)))

Bense Salı akşamüstü eve dönüş yolunda hala ilk günkü kadar hastaydım :(

Daha biz yoldayken mesajla gelen fotograf ise tam anlamıyla içerisinde olduğum uyuşukluk halini üzerimden atmamı sağladı :)))


Bu kızın köpek sevgisi beni kalpten götürmezse iyi :)))

Neyse gelelim konuya...

Alarasız geçen 3 gece 3 gün hastalığım nedeni ile tam istediğimiz gibi geçmese de evdeki huzur ve sessizlik bile karmaşa içinde geçen yaz tatilimizden sonra iyi geldi valla

Cuma akşamı iş çıkışında Alarayı almak için yeniden köydeydik bu defa süperbabaanne ve amca da hastaydı, mikroplarım evin her yerindeydi yani :)

Bir sonraki haftaya Şerife ablanın da tatilinden hasta dönmesi ile hasta modu doruklara ulaşsa da bu süreçten hasta olmadan çıkmayı başaran kızımı tebrik ediyorum :)))

Bunlar da ilginizi çekebilir:

Related Posts with Thumbnails

Bizim aile...