29 Haziran 2011 Çarşamba

Lütfen Paradoksu




Bu da yeni polemiğimiz...

Bu arada artık sasısın diye sorabiliyoruz :)))

Şifreyi anlamadıysan bir önceki yazıyı okumalısın :)))


Alara: Anne kaaaalk
Melda: Annecim kalk denmze kalkarmısın diyeceksin
Alara: Anne kakarmisin?
Melda: Annecim kalkarım ama lütfen demen de gerekiyor
Alara: Dodusun (nolursun)
...Melda: Annecim hayır lütfen diyeceksin
Alara: Dodusun (nolursun)
Melda: Annecim benim söylediklerimi tekrar eder misin?
Alara: Mamam
Melda: Lüüüüüüüt - feeeeeen
Alara: Dooooooo - duuuuuuuuuu - suuuuuun
Melda: Öff ya tamam pes :)))

23 Haziran 2011 Perşembe

İlk gerçek lunapark eğlencemiz...

Bugün işten döndüğümde kızım babasıyla beraber otobüs durağında bekliyordu... Meğer bizimki durmamış otobüs diye tutturmuş garibim Devrim de napsın çıkarmış kızı durağa arabaları saymışlar :))) Birlikte eve gittik kavga kıyamet... Sen misin eve götüren yarım saatte zor susturduk, hal böyle olunca yemeği hızlıca yiyip dışarı çıkmak farz oldu... Napcaz attık kendimizi Viaporta... Birkaç alışveriş turundan sonra, Alara' yı tırtıla bindirdim. 1. tur ardından 2. tur derken ağlaya ağlaya indirdim küçük hanımı, tribin biri bin para... En son kıyamadık ve lunaparka gittik hep beraber. Bu kızımın ilk gerçek lunapark deneyimi oldu. Daha önce alışveriş merkezlerinin bir köşesinde oluşturulmuş çakma parklarda eğlendiğimiz oldu ama ilk defa gerçek bir lunaparkın tadını çıkarttık hep birlikte... Önce hoplama parkurunda 20 dakika gönlünce hopladı, sonra dişine uygun tüm oyuncakları sırayla gezdik, baba kız çarpışan otolara bile bindiler, tüm oyuncaklarda son derece eğlendi ve kahkahalar havada uçuştu, sadece son bindiği tranbolinli zıplama aparatında uykusunun da gelmiş olmasının verdiği hassasiyet nedeni ile korktu o kadar :)))) Güzel kızım, tüm günlerinin bu günkü gibi neşe içerisinde geçmesini can-ı gönülden diliyorum...

21 Haziran 2011 Salı

İyiyim paradoksu...



Son zamanlarda kızımla aramızda geçen diyaloğu aynen aktarıyorum...

Melda: Annecim nasılsın?
Alara: İyiyim
Melda: Annecim hadi sen de bana sor
Alara: ???
Melda: Annecim ben ne söylersem aynısını söyler misin?
Alara: Mamam
Melda: Seeeen
Alara: Seeeen
Melda: Nasılsın?
Alara: İyiyim
Melda: Annecim öyle değil sen de nasılsın de
Alara: İyiyim
Melda: Annecim nasılsın diyeceksin
Alara: İyiyim
Melda: Annecim nasılsın deyince hemen iyiyim deme sen de bana sor nasılsın diye Alara: İyiyim
Melda: Pes :))))

Günlerce aynı diyaloğu yaşadıktan sonra sadece bir kere de olsa sasısın demetebildim ya o bana yeter :))))

Yıllar sonra okuyup eğleneceksin canım kızım belki ama insan bu kadar da zorlanmaz ki :)))

19 Haziran 2011 Pazar

Cumalıkızık-Mudanya-Trilye gezisi



Yine aylar sonra bir ilk benim için...
Kızım babasıyla babaannesine ziyarete gitti, bense iş arkadaşlarımla Cumalıkızık-Mudanya-Trilye gezisine...

Kendi kendine kaldığım ve dinlenmeyi hedeflediğim haftasonum henüz Dewrimleri köye uğurlar uğurlamaz yazlık kışlık ayrımı yapmaya başlayarak şenlendi...

Gece geç vakte kadar süren düzenleme ardında ertesi gün ütülenmesi icap eden 20 kadar yıkanmış gömlek ve biz de enkaz bıraktı :))))

Ama dinlenmek haram ya Cumartesi sabah erkenden kavitasyonla başladık mesaiye. Malum randevu bulmak zor ya ne saat uygun derlerse atlıyorum malesef öyle uyuyayım daha geç geleyim falan yok :(

Arkasından biraz alışeriş yapıp döndüm ütülerimin başına, saatler kemale erdikçe ben de de yorgunluk belirginleşti. Ama iş biter mi? Mimkin değil :)))

Gezi için sigara böreği sarmak da günün son işi oldu. Her ne kadar sabahın köründe kalkılıp kızartılan börekler beyzbol sopası sertliğinde olduğundan geziye götürülemese de nihayetinde epeyce zamanımı aldılar malesef...

Bu kadar hikayeden sonra gelelim gezi maceralarıma...

Tabiri caizse eşşek kadar sucuklu tostla başlayan gezimiz, sağolsun çeşit çeşit ikramlarla gelen arkadaşların yaptıklarını canımız istediğinden yada aç gözlülüğümüzden değil sadece zebil olmasınlar diye muhtelif saatlerde yiyerek geçti...

Otobüsün en kalabalık ve renkli grubu olarak son derece güzel bir gün geçirdik...

Cumalıkızıkta dar ve taştan sokak aralarında tur attık, dilek çeşmesinden su içtik, güllü kahvede (köy kahvesi) kahvelerimizi yudumladık, Mudanyada ne müzakerelere ev sahipliği yapan köşke girdik, Trilyede yarım saatlik gezi sonrası tepedeki çay bahçesinde b,ralarımızı höpürdettik, dönüşte ben kendime Bursaya gitti ama iskender yemedi dedirtmem nidaları ile iskenderimi de yedim ve sen sağ ben selamet gezimiz sona erdi...

Feribotta arkadaşları ektik biraz ama iyiki de ekmişim kızımı uyuyor olsa bile koklama şansım oldu...

İlk defa bir haftasonumuz ayrı geçti kuzumla...

Ne çok özlemişim görünce içimin eridiğini hissettim...

Kuzum da beni özlemiş, gözleri kapalı da olsa koklaya koklaya öptü beni. Ben de kuzumu kokladım tabi...

Annesi ve kuzusu kavuştular ve bir hikaye daha mutlu sonla bitti...

Bunlar da ilginizi çekebilir:

Related Posts with Thumbnails

Bizim aile...