30 Ekim 2009 Cuma

Ortaya karışık...







İşe başladıktan sonra zamanın nasıl geçtiğini anlayamaz oldum...

Her sabah güne saat 05:45 te başlamama ve sürekli "koştur koştur" modumda olmama rağmen işlerim asla ama asla bitmiyor. Bu noktada yapmayı istediğim ama bir türlü zaman bulamadığım aktivitelerin ardından hayıflanırken bir yandan da biri 5 diğer ikisi 1.5 yaşında olan 3 çocuğu ile her türlü aktivitenin hakkından gelen ablamı da sürekli saygıyla ve hayretle anıyorum...

Allahtan Şerife ablamız çok iyi, sağolsun bana her konuda yardımcı oluyor. Zaten çalışan bir kadının en büyük hayali eve geldiğinde bir kap yemek bulmakmış, ben birsürü güzel ve lezzetli yemekle karşılaşıyorum ki gerçekten harika bir duygu. Zaten bir de yemek yapsaydım bu işlerin hakkından hiç gelemeyecekmişim...

Tüm bu yoğunluğun arasında günlüğüm ve bloğum güme gitti bu aralar. Günlüğümde eksik kalan günleri oturup tamamladım hafızama resetlediğim taze anılar daha fazla çürümeden. Sıra blogta... Bir süredir hiç yazamadığım bloğuma en azından geçen zamandaki olayları topluca anlatan tabiri caizse "ortaya karışık" bir yazı hazırlamak için oturdum bilgisayarımın başına...

Kızım mışıl mışıl uyurken...

Yazmadığım dönem içinde başımızdan geçen en önemli olay kızımın düşüşü idi.
Tarih: 13 Ekim Salı...
Olacak ile öleceğin önüne geçilmez der hep annem. Gerçekten de öyle oldu...
Dewrim o akşam mesaideydi. Bende iş dönüşü yemeğimi yiyip kızımla oyunlar oynayıp onu yorduktan sonra gözlerinden uyku akan kızıma pijamalarını giydirip uyku moduna sokmaya hazırlanırken onu sadece birkaç saniyeliğine koltuğun üzerinde bırakıp koşarak odasına çorap almaya gittim. Daha kolidorda odaya doğru koşuyordum ki kızımın çığlığı ile irkildim. Odaya geri koştuğumda kızımı yerde buldum...
Ağlaması iyi derler düşen çocuğun...
Bıraktım biraz ağladı. Tabi kıyamadım öptüm, kokladım, bağrıma bastım sussun diye. Fazla ağlamadı zaten kolayca sakinleşti....
Aklımda hiç soru işareti yokken kızımın 2 kere kusması ve ara ara kusmaya yeltenir gibi davranışları yavaş yavaş kafamda soru işaretleri oluşturmaya başladı. Sanemle konuştuk. Aklında kalmasın doktora git bence deyince dayanamayıp Dewrimi aradım. Apar topar işten geldi ve yakındaki Anadolu Sağlık Merkezine gittik. Fizik muayenesinde sorun yok dedi doktor ama muayene sonrası kusmaya çalışınca doktor BT çektirmemizi önerdi. Fakat tek şart kızımın uyumasıydı. Kabul ettik tabi hemen ama ne hikmetse kızım uyumayı reddetti hep. Ne zaman o kocaman aletin içine girse hemen gözlerini açıverdi. Bu şekilde yaklaşık 2.5 saat uğraştıktan sonra BT çektirememiş olarak eve geri döndük.
Doktorun önerisi ile 4 saatte bir kontrol etmek gerekiyordu.
Ne 4 saati 4 dakika bile gözümü kırpmadan bebefonun başında kızımı izledim...
Ona birşey olmaması için dua ederek tabi...
Neyseki kızım gayet iyiydi...
Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın... Ben iyi olduğunu bildiğim halde uyuyamadım, gerisini düşünemiyorum bile...

Bu günlerde hava bozmuş olsada geçen 2-3 haftasonu havalar neredeyse bir yaz günündeki kadar güzel ve güneşliydi. Herkes gibi biz de kendimizi sokaklara vurduk tabi. Kızımla gezmek artık çok güzel. Bayılıyor arabasında bakınmayı. Etrafında o kadar çok şey varki keşfedilecek...
Hiç birini kaçırmak istemediğinden genelde pek uyumuyor, taki yorgunluktan sızana kadar...

Geçen haftalarda bir gün Metehan bebeği ziyarete gittik. Epeyce büyümüş, eli yüzü belirginleşmiş. Meral bir Metehana birde Alaraya bakıp bakıp oğlunun Alara kadar büyüdüğü günleri hayal edip durdu, bense kızımın Metehan kadar küçük olduğu günlerin ne kadar geride kaldığını düşündüm hep. Halbuki sadece 6 ay geçmiş ama sanki 6 yıl kadar geride kalmış o günler...

Haftasonları standart aynı şeyleri yapmaktan çok bıkmıştık, havalarda güzel olunca bu aralar Avrupa yakasında takılıyoruz. Bir hafta Eminönü, bir hafta Merter...
Bol bol alışveriş yapıp moral ve enerji topluyorum...

Velhasıl genel hatları ile Ekim ayımız gayet güzel geçti. Yarın doktor randevumuz ve aşılarımız var. Zaten bu aydan sonra 12. aya kadar aşı yokmuş. Ha bir de kalça ultrasonu çekilecek. 1 ay ve 7. ayda yapılıyor. 1. ay yaptırdığımızda taaaaaa 7. ayda bir daha yapılacakmış ohooooo demiştim. Şu zaman denen şey ne çabuk ilerliyor...

Kasım ayımız kısmetse çok güzel geçecek. Ayın 12 sinde izne çıkıyorum. 16 Kasımda Aydına gidiyoruz kızımla. Babamız bayramda gelecek. Hep birlikte güzel bir bayram geçireceğiz. Kızımın 2. bayramı olacak. Sonra İstanbula döneceğiz. Dönüşte bir hafta daha evde kalıp işe 7 Aralıkta başlayacağım. Anlayacağınız arkadaşlarımın deyimi ile " bu sene tatile gözüm doymuyor " ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bunlar da ilginizi çekebilir:

Related Posts with Thumbnails

Bizim aile...